Bir Facianın Ardından: Facebook Safety Check

Web ve sosyal medya vasıtasıyla sürekli iletişim ve etkileşim içinde kalabiliyor oluşumuz, gündelik hayatın yanı sıra afet anlarında da sosyal medya üzerinden bilgi almanın önemini öne çıkarıyor. Afet anlarında kurulabilecek iletişimin kanalları ve altyapının yeterli olup olmayacağı tartışmaları sürerken, Facebook kendi bünyesinde afetlerde kullanılmak üzere bir özellik geliştirdi.

Facebook Safety Check

Facebook’un Ekim 2014’te duyurduğu Facebook Safety Check (Facebook Güvenlik Durumu Kontrolü) afet ve kriz anlarında kullanıcıların lokasyon bilgilerini kullanarak anlık bildirimlerle kendisinin ve etkilenen alandaki arkadaşlarının güvenliğini sorguluyor. “Güvende” seçeneğinin işaretlemesinin ardından kullanıcının takipçi ve arkadaşlarıyla kullanıcının güvende olduğu ya da tersi durumlarda kendisinden henüz haber alınamadığı bilgisini paylaşıyor.

Kriz anlarında kullanıcıların tanıdıklarından durum bildirimi almalarını sağlayacak bu uygulamanın kullanım alanları ise ilk Facebook duyurusunda doğal afetler olarak açıklanmıştı. Deprem örneği üzerinden açıklanan bu yeni uygulama, 2014’ten bu yana büyük doğal afetlerde yayına alınmış, binlerce insanın birbirinden ve yaşanan afetlerin detaylarından haberdar olmasını sağlamıştı. Facebook, bu yolla topladığı verinin toplum yararına geri dönüşünü sağlıyordu.

Londra Saldırıları ve Facebook

Duyurulduğu günden bu yana Nisan 2015 Nepal Depremi’nde, Eylül 2015 Şili Depremi’nde, Ekim 2015 Meksika Kasırgası ve yine aynı ay Afganistan–Pakistan Depremi’nde aktifleştirilen Facebook Safety Check, Kasım 2015’te Paris’te gerçekleştirilen terör saldırısı ile yeniden aktif hale getirilerek gündeme taşındı. Kişisel tanıklık hikâyelerinden, felaket anında birçok kullanıcı tarafından kullanılmış ve kişilerin birbirlerinden haber alabilmelerini sağlayan uygulamanın başarılı olduğu görülürken Facebook Safety Check ile hem sevdiklerinden hem de yaşananlardan haberdar olmak isteyen kullanıcılar, tek bir kanal üzerinden tüm ihtiyaçlarını karşılıyor.

Uygulamanın başarısının ve işlevselliğinin yanında başka bir tartışma da gündeme geldi. Konu, Facebook’un taraflı davranması ve kullanıcılarına eşit önem vermemesiydi. Paris saldırısının bir gün öncesinde gerçekleştirilen ve yüzlerce sivilin ölüm ve yaralanmasına sebep olan Beyrut’taki saldırılarda ya da Ekim 2015’te Ankara’da gerçekleşen patlamada bu özellik Facebook tarafından aktif hale getirilmemişti. Özelliğin neden aktif hale getirilmediği kitlelerce sorgulanırken Facebook’un etnosentrik bir tutum içerisinde olduğu yorumları yapıldı.

Dünyanın birçok farklı noktasında gerçekleştirilen terör saldırıları ve sivil ölümlerinde neden profil fotoğrafı değiştirme ve Safety Check özelliklerini devreye almadığı sorgulanan Facebook, CEO’su Mark Zuckerberg tarafından yapılan açıklamasıyla suçlamalara cevap verdi. Şimdiye kadar uygulamanın sadece doğal afetlerde kullanılmasını düşündüklerini fakat Paris Katliamı ile beraber daha insan temelli durumlarda da kullanılması gerektiğine karar verdiklerini söyleyen Zuckerberg, burada herhangi bir ülkeyi kayırma amaçlarının bulunmadığını, herkese eşit olarak değer verdiklerini ve çok çalışarak tüm durumlarda kullanıcılarının yanlarında olacaklarının altını çizdi.

Bitirirken…

Teknoloji hayatımızı biçimlendirmeye devam ediyor. Yargılarımızı ve toplumsal özelliklerimizi de bu biçimlendirme içerisine taşımaya devam ediyoruz. Teknolojinin tarafsız olması önermesiyse boş bir söylemden öteye geçemiyor. Zira teknoloji, insan yapımıdır ve insan ise objektiviteye en uzak canlıdır. Facebook, bu gerçeğin farkında olan bir kurum olarak hayatı kolaylaştırmak için yayına aldığı bu özelliği konuşulma yoğunluğu sebebiyle Paris gündemi ile beraber yayına aldığını öne sürüyor.

Savunmaya geçmiş olması bile değerli olan Facebook, geliştirdiği bu uygulama ile kullanıcıların kilometrelerce ötedeki sevdiklerinden hızla haber alabilmelerini ve etkilenen bölgedeki kullanıcıların güvenle sevdiklerine ulaşabilmelerini sağladı. Dijitalin hayata entegrasyonunu hızla devam ettirdiği dönemde acil durum senaryolarımızı da online ortama taşımamız an meselesi değil mi?

Henüz yorum yapılmamış

Bir Yanıt Bırak